Community » Hattrick Press

A Millî'nin yeni çehresi...

Written by Seffa

A Millî takımımızın çiçeği burnunda yeni koçu, muvahhid hocayı iki arada bir derede yakalayıp, kendisiyle bir röportaj talebi ilettim ve sağ olsun bu ricamı geri çevirmedi. Kendisine bu yoğun tempoya rağmen, nezaketinden dolayı teşekkür eder ve yönelttiğim sorulara verdiği yanıtları siz değerli hattrick camiası mensuplarına aktarırım.

Hocam röportajımıza bildiğiniz bir yerden başlayalım. Kendinizi bize biraz tanıtır mısınız? Kimdir bu muvahhid hoca?

İsmim Mehmet. 30 yaşındayım, evli ve 2 çocuk babasıyım. Denizli 112’de sağlık personeli olarak görev yapıyorum.

Millî takımımızın durumu hakkındaki düşünceleriniz nedir? Şu anki duruma göre şimdiye dek neleri başarmalıydık, sonrası için nasıl bir yol izlemeli ve nelerden kaçınmalıyız?

Milli takım olarak geçen dönemden biraz daha iddialı bir konumdayız ve bağımsız gözcü ekibi sayesinde her geçen sezon üstüne koyan daha güçlü bir takım ortaya çıkacağı kanaatindeyim. Geçmiş dönemlerde alınan, 2 bronz ve 1 gümüş olmak üzere üç dünya kupası da azımsanacak bir başarı değil fakat kupa sayısını biraz daha arttırabilseydik daha iyi olabilirdi. Bundan sonrası için izlenecek en birinci vazife gözcü ekibinin bağımsız çalışmasının devam etmesini sağlamak olmalıdır. Başarının bel kemiği olan kadro hazırlama programında oluşacak aksaklıklar ilerde daha büyük başarısızlıklar gelmesine sebebiyet verebilir. Ayrıca yetiştiriciler ile irtibat düzenli olarak kurulmalı ve oyuna küstürülmemelidir.
Yeni dönemde taktiksel olarak daha ayrıntılı noktalara odaklanıp basit gol yeme tehlikesini takımda en asgari seviyeye düşürmek için ince eleyip sık dokuyacağız. Millî forumlarda maç dışı, şahsi ve kişiyi hedef alarak ahlak kurallarının dışına çıkan kullanıcı mesajlarına cevap verilmeyip istenilen huzurlu, herkesin taktik eleştirisini artısıyla eksisiyle paylaşabileceği bir forum ortamı oluşturmaya gayret edeceğim.

Kupa sayısını arttırmanın iyi olabileceğinden bahsettiniz. Madalya alamasak bile her turnuvada devamlı olarak son turlara demir atıp, yarı final ya da final maçlarından kendimize bir yer parselleyerek adımızdan söz ettirecek olmamız ve bunu bir rutine dönüştürmemiz, psikolojik bir başarı sayılmaz mı?

Reelde bakılırsa üst turlarda mücadele edip ülke puanını yüksek tutup sıralamalarda üst sıralarda görünmek gerçek başarı sayılır. Fakat sanılanın aksine psikolojik başarı, kupasız üst sıralarda bulunmaktan ziyade kupanın müzede bulunması ile orantılı oluyor. Çünkü çoğumuz değerlendirme yaparken o sezon kupa alınmış mı, alınmamış mı diye değerlendirmede bulunabiliyor (Bal yapmayan arı misali). Bir cihette üst sıralarda dolanıp kupasız dönülmesi bir süre sonra başarısızlık addedilme noktasına gelecektir. Çünkü bu durum “Bu kadro ile kupa neden gelmiyor?” algısına dönüşüyor.
Hedefim; ülke puanını yükseltip birde yanında kupa ile taçlandırırsak reel ve psikolojik başarıyı cem etmiş oluruz.

Sorularımla daha fazla vaktinizi alarak, görevinizden alıkoymak istemem. Son olarak camiamıza iletmek istedikleriniz var mı?

Oyun içindeki hedef kitleye tek tek mesaj iletmek daha güzel olur diye düşünüyorum.
Gözcü ekibimize gönüllü hizmetlerinden dolayı müteşekkirim.
Yetiştirici ekibimize bu uğurda takımlarından ödün vererek veya takımı o oyuncu üzerine bina ederek, ettikleri fedakarlıktan dolayı minnettarım.
Genel izleyici kitlesine ve millî takım sevdalılarına, bu sezon hem keyifli hem başarı dolu maçlar izletmek isterim. Bu yolda bütün bileşenlerin bir araya geldiği bir sezon geçirmemizi diliyorum.
Sevgi ve Saygılarımla...